26 Nisan 2011 Salı

Yine geldi 27 nisan...

Aslında bir yanım unutmak istiyor bu günü ama bir yanım da unutma diyor yaşananları, yaşadıklarını... Zaten unutmak da mümkün mü ki 303 günü, insan öyle bir kalemde silebilir mi onca zamanı?!?
Şimdi dönüp bakıyorum da son bir yıla, orada yaptığım kadar üretken olamamışım kendime karşı. Zaman akıp gitmiş ben eğlenmeye çalışırken... Orada olmanın verdiği hisleri silmeye çalışırken, hayatı kaçırmaya başlamışım farkında olmadan....
Kendimi geliştirmek, zamanımı iyi kullanmak, çalışmaya başlamak vakti gelmiş de geçeli çok olmuş...
Peki ben ne yapıyorum bu arada?!? Haftanın 8 günü, günün 25 saati dans ediyorum kendimi unuturcasına,, bulduğum her fırsatta kendimi pistlere atıyorum, durmadan, dinlenmeden. Kadıköy'de şenlik var diyorlar, ben gidip dans ediyorum, dünya dans günü(29nisan) diyorlar, ben gidip dans ediyorum, orada dans gecesi, burada fırsat derken, dans dışında her şeyi unutmaya başlıyorum yavaş yavaş...
Belki olması gereken bu, ama belki de aslında ben sadece yapılması gerekenlerden kaçarken kendimi orada buluyorum, bilemiyorum.
Bir özeleştiri belki ya da bir haykırış kendime, hareketsizliğime,, ama bugün bana bugünün hatırlattıkları işte bunlar.
Bir 27 nisan daha geçiyor, necik'im hala orada,, ve ben bilerek ve isteyerek, kendimi unutuyorum...

2 Ocak 2011 Pazar

Sokakta yılbaşı...

Bu yıl sokakta olmak istedim, geçen yılın ardından. Bunu da hakkıyla gerçekleştirdiğime inanıyorum. Önce bisiklet grubum ile Kızıltoprak-Kadıköy-Bostancı-Kızıltoprak güzergahında pedal çevirdim hem de noel anne olarak, insanlara gülücükler dağıttım bir yandan, caddede hareket yarattık beraberce.
Ardından da Taksim Meydanında kalabalıkların içinde babam ile beraber yeni yıla girdim.
Keyifli bir yılbaşıydı benim açımdan, umarım herkes benzer şekilde keyifle girmiştir yeni yıla.
Dilerim 2011 hepimiz için mutlu, huzurlu, sağlıklı, ve özgür bir yıl olur.
Sevgiyle...